YARGITAY 15.HD
2018/415 E.-2018/2123 K.-23.05.2018
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı davasında Almanya'da ikamet edip terzilik ile uğraştığını, 2010 yılının Nisan ayında meme slikonu yaptırmak için Almanya'dan Türkiye'ye geldiğini, uygulama için davalılara müracaat ettiğini, davalılarla 3500 euro bedel üzerinden anlaştıklarını, ücreti ödediğini bundan sonra ameliyat ile slikon uygulaması yapıldığını, ameliyat sonrası sağ göğüste oluşan ağrılar nedeniyle muayene gittiğini, iltihap olduğundan bahisle iğne ile iltihabın çekildiğini ve birkaç günlük işlemden sonra gidebileceğini söylediklerini, bunun üzerine Almanya'ya döndüğünü, Almanya'da banyoya girdiğinde sağ göğsünün altında delik açıldığını ve buradan iltihap ve kan geldiğini gördüğünü, bunun üzerine Almanya'da hastaneye gittiğini, orada kendisine antibiyotik tedavisi uygulandığını, ancak yaraların geçmemesi üzerine yapılan tetkikler sonucunda Almanya'daki doktorların Türkiye'de davalılarca yapılan meme protezi işleminin tıbben hatalı olduğunu, silikonların çıkarılması gerektiğini söylediklerini, Almanya'daki hastanede slikonların çıkarıldığını ve yaralar için tedavi uygulandığını, davalı hastane ve doktoru arayarak durumu anlattığını, hastane yetkililerinin kendisine Türkiye'ye gelmesini ve 2. kez uygulama yapacaklarını belirttiklerini, bunun üzerine Türkiye'ye gelerek hastaneye başvurduğunu, maddi ve manevi giderlerini istediğini, ancak kendisine eskisinden daha iyi bir slikon yapacaklarını söyleyerek ikna ettiklerini, 2011 yılının 11. ayında tekrar slikon uygulamasının hastanece yapıldığını, ancak sonucun değişmediğini ve tekrar aynı rahatsızlıklara maruz kaldığını, tekrar Türkiye'ye
geldiğini ve davalılara müracaat ettiğinde slikonun davalılar kararıyla çıkartıldığını, uygulanan müdahale nedeniyle şu an sağ kol bölgesinde ve parmaklarında his kaybı olduğunu, bu nedenle mesleğini yapamadığını belirterek meslekte kazanma gücünü kaybetmesinden doğan maluliyet sebebiyle 1.000,00 TL, hastane gideri için 6.000,00 TL, diğer masrafları için de 3.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL maddi tazminatın ve 100.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Sağlık Tesisleri Limited Şirketi savunmasında davacının 10 Nisan 2010 tarihinde hastaneye gelerek sarkık göğüslerinin toparlanmasını ve silikon konmasını, göz kapaklarının düzeltilmesini, göz altındaki torbaların alınmasını ve yüzüne yağ enjekte edilmesini isteyerek hastanenin o dönem Plastik Cerrahi Uzmanı Doktor ... ile görüştüğünü, 11.04.2010 tarihinde hastaneye yatan davacının Dr. .... tarafından göğüslerinin küçültülerek toparlandığını, protez konduğunu ve göz kapaklarının düzeltildiğini, yüzüne yağ enjekte edilerek hastanın 16.04.2010 tarihinde taburcu edildiğini, söz konusu operasyonun son derece başarılı geçtiğini, birkaç gün sonra davacının göğüslerindeki direnlerin çıkartıldığını, davacının Almanya'ya dönmesinde bir sakınca olmadığının belirlendiğini, aradan 1,5 yıl gibi bir zaman geçtikten sonra davacının 2011 yılının Kasım ayı başında tekrar Türkiye'ye geldiğini, göğsüne konan protezlerin daha büyükleri ile değiştirilmesini talep ettiğini, doktorun ise daha büyük protezin göğsüne uygun olmayacağını, dikkat etmediği takdirde dikilen kısımda açma yapabileceği konusunda hastayı uyardığını, ancak hastanın büyük göğüs istediğini, dikkatli olacağını söyleyerek ısrar ettiğini, bunun üzerine göğüsteki vaki protezlerin 11.11.2011 tarihinde çıkartılarak hastanın istediği büyük protezlerin takıldığını, daha sonra hastanın Almanya'ya döndüğünü, davacının döndükten sonra yapması gerekenleri yapmadığını, dikilen kısımlarda açılma olduğunu, bunun üzerine 18.02.2012 tarihinde davacının isteği üzerine konan protezlerin hastanede çıkartıldığını, bunun için davacıdan hiç bir şekilde para talep edilmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, diğer davalı cevap dilekçesi vermemiştir.
Mahkemece bilirkişi raporu ile adli tıptan alınan rapor dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının talebi ile davalı tarafından yapılan operasyon davacının göğüslerine güzel bir görünüm kazandırılması işlemi olup estetik bir işlem olduğu ve sonuç olarak tedavi değil güzelleşme amaçlandığından tarafların arasındaki ilişki hizmet ilişkisi değil 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisidir. Eser sözleşmesinin varlığı halinde uyuşmalığın da eser sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. Eser sözleşmelerinin diğer iş görme sözleşmelerinden ayıran en önemli farklı sonuç sorumluluğu, yani tarafların anlaşmaları doğrultusunda yüklenicinin bir sonucu meydana getirmeyi taahhüt etmesidir. Sonucu taahhüt eden yüklenici Türk Borçlar Kanunu'nun 471. maddesi uyarınca iş sahibinin yararını gözeterek özen görevini sadakatle yerine getirmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun
belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranışları esas alınacaktır. Sadakat borcu, yüklenicinin iş sahibinin yararına olacak şeyleri yapma, zararına olacak şeyleri yapmama anlamını da ifade eder.
Eser sözleşmesinde ve somut olayda güzelleşme amaçlı estetik ameliyatta yüklenici olduğu kabul edilen doktorun yükümlülüğü taahhütlerine, tıbbın gereklerine ve iyi niyet kurallarına uygun şekilde ameliyatı yapmak, davacı iş sahibinin sorumluluğu bedeli ödemektir. Davacı, davalı yüklenicilerin edimlerini yerine getirmediği, taahhüt ve tıbbın gereklerine uygun ameliyat yapmadığı ve estetik ameliyatın başarısız olduğunu ileri sürerek davasını açmıştır.
Mahkemece alınan 13.03.2014 tarihli bilirkişi raporunda ilk onam formunun yetersiz olduğu, hastanın yani davacının yeterince aydınlatılamadığı, yapılmış operasyon sırasında yapılacak ameliyata daha titizlikle yaklaşılması gerektiği açıklanmıştır. Bu durum davalı doktorun davacıyı uyarı görevini yerine getirmediğini ortaya koymakta olup mahkemece sorumluluğunun bulunmadığının kabulü yerinde olmamıştır. Mahkemece davalıların sorumlu olduklarının kabulü ile konusunda uzman bilirkişi heyeti oluşturularak davacının talip edebileceği maddi tazminat miktarının hesaplattırılması, uygun miktarda manevi tazminat miktarını belirleyip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 23.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
antalya avukat
avukat antalya
avukat berker özdemir
av.berker özdemir