YARGITAY 11.HD
2015/11873 E.-2016/9752 K.-21.12.2016
DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 03/07/2014 tarih ve 2012/148-2014/181 Sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 Sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 Sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili; müvekkilinin formoterol ve ... etkin maddesini kullanarak ... isimli ilaç ürününü geliştirdiğini, bu ilaç ve etken maddeleri için verilmiş olan Yabancı Tıbbi Müstahzarlar Ruhsatnamesinin sahibi olduğunu, davalı yanın bu ruhsatlı ilacı referans göstererek ruhsat aldığını, ilaçlarının müvekkilinin ilgili patentlerine tecavüzünün kaçınılmaz ve kuvvetle muhtemel olduğunu, davalının ... adlı jenerik ilacının müvekkil ilacı ile aynı/temelde benzer olduğunu ileri sürerek davalının müvekkiline ait TR ..., TR ... B, ... B ve TR... numaralı patentlerine muhtemel ve/veya vaki patent tecavüzü ve haksız rekabet durumunun tespiti, men'i ve ref'i ile davalı yanın ürünlerinin müvekkilinin patentlerine tecavüz etmediğinin fiili ve kanuni tecavüz karinesinin aksi ispat edilinceye kadar üretim, satış, depolama, tanıtım ve geri ödeme listelerinin eklenmesinin önlenmesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin ... isimli ilacının hiçbir hakkı ihlal etmeyecek şekilde ruhsatlandırılmış olup henüz satışa sunulmadığını, kısaltılmış ruhsat başvurusunun bulunduğunu ancak bunun doğrudan davaya konu patentlere tecavüz anlamı taşımadığını, ayrıca davaya konu davacının patentlerinin hiçbirinin usul patenti olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalıya ait ürünlerin davacının... sayılı patentin isteminde tanımlanan özellikleri içermediği, istem kapsamına girmediği, yine davacının ... sayılı patentinde yer alan üretim yöntemi ile davalının üretim yöntemindeki farklılık ile patente tecavüzün söz konusu olmadığı, partikül büyüklükleri açısından yapılan değerlendirmede de, eşdeğer olarak geliştirilen ürünlerin stabilitesi açısından sonucun beklenen olduğu, ... sayılı patentin davaya konu ilacın içeriğine yönelik olduğu ve etkin maddeleri formoterol ve budesonidin olduğu, ... tedavisinde kullanımının koruma altına alındığı, ancak davalı ürünlerinin ise sadece astım hastalarının tedavisinde kullanılacak olması sebebiyle bu patente de tecavüzün bulunmadığı, davacının ... sayılı patentinin ana istemleri ile davalı ürünleri karşılaştırıldığında, tanımlanan özellikleri içermemesi sebebiyle ürünlerin patent istemlerinin kapsamına girmediği, dolayısıyla davalı ürünlerinin davacının dayanak patentlerine tecavüzleri olmadığı, bulkdansite ölçümünün nasıl yapıldığının belirtilmesinin patent istemlerinin değerlendirilmesi açısından öncelikli olmadığı gibi ürünlerin stabilitelerine ait ölçüm yönteminin verilmesinin öncelikli olmadığı, TR ... B sayılı patent yönünden ise, cihazın kullanılması sonrasında ortaya çıkan tozu temizleme yöntemindeki fırçalı sistem ile davalı ürünündeki dozlayıcı ve uzaklaştırıcı unsurlardaki farklılık sebebiyle tecavüz edilmediği yolundaki görüş ve son olarak bu patent açısından jenerik ürünün biyoeşdeğerliği ile ilgili itirazın ise ruhsatlandırma sırasında yapılan klinik değerlendirmelerin sonuçları doğrultusunda Sağlık Bakanlığı'nca değerlendirilecek nitelikte olması sebebiyle dayanak patentlere tecavüz olmadığı, davacı yan iddialarının sübut bulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, patent hakkına muhtemel ve/veya vaki tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni ve refi istemine ilişkindir. Davacılar vekilince, davalı tarafça yapılan ilaç ruhsat başvurusunun müvekkiline ait ilaç patentine tecavüz oluşturduğu iddia edilmiştir. 551 Sayılı KHK'nın 75/f. bendi gereği, ilaçların ruhsatlandırılması ve bunun için gerekli test ve deneyler de dahil olmak üzere, ruhsat konusu buluşu içeren deneme amaçlı fiiller patentten doğan hakların sağladığı koruma kapsamı dışında kalır. Somut uyuşmazlıkta, davacılar tarafından, davalının ilaç ruhsat başvurusu dışında aynı KHK'nın 136. maddeleri kapsamında tecavüz tehlikesi oluşturan başkaca bir eylemi bulunduğu ileri sürülüp kanıtlanamadığına ve davalının ilaç ruhsatı için başvuruda bulunmuş olması tek başına davacıların patent hakkına tecavüz yaratmayacağına göre, mahkemece işin esasının incelenmesi suretiyle sonuca gidilmesi isabetli olmamakla birlikte yukarda açıklanan gerekçe ile mahkemenin red kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 21.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
antalya avukat
avukat antalya
avukat berker özdemir
av.berker özdemir