YARGITAY 3.HUKUK DAİRESİ 2016/4694 E.-2017/13609 K.-09.10.2017
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalının jeotermal enerji abonesi olduğunu, davalı borçluya ait ödenmeyen faturalar sebebiyle aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı sebebiyle takibin durduğunu ileri sürerek, davalının asıl alacak ve faize yönelik haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile takibin devamına, itirazında kötü niyetli olan borçlu için alacağın %40 ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davaya konu icra takibinde kendisi ile birlikte borçlu gösterilen ...'ın kiracı olduğunu, jeotermal enerji faturalarını ödemeden taşındığını, adı geçenin borçlarıyla ilgili olarak davacı ile senet yapıldığını ve ...'ın icra borcunu kabul ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davaya konu jeotermal enerji kullanıcısının kat maliki -davalı olmayıp, dava dışı-kiracı ... olduğu bu nedenle, yararlanma karşılığından davalının değil adı geçenin sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ısınma amaçlı jeotermal enerji abonelik sözleşmesi sebebiyle tahakkuk ettirilen bedelin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Uyuşmazlık, fiili kullanıcısı olmamasına rağmen abonelik sözleşmesini iptal ettirmeyen abonenin kullanılan jeotermal enerji bedelinden sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Jeotermal enerji abonelik sözleşmesini imzalayan ve aboneliği devam eden davalı abone, kullanılan miktar bakımından dağıtım yapan kuruma karşı sözleşme gereği sorumludur. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin, sözleşmesi iptal edilmediği sürece, kullanım bedelinden dolayı fiili kullanıcı ile beraber müteselsil sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur.
Yargıtay H.G.K. ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre, abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz gibi abonelik bedellerinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur.
Bu durumda, aboneliğini iptal ettirmeyen davalı abonenin sözleşme nedeni ile sorumlu bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim, aynı ilkeler Y.H.G.K. 27.04.2011 tarih ve 2011/19-104 E.-239 K.sayılı kararında da benimsenmiştir.
Hal böyle olunca mahkemece; aboneliği iptal ettirilmedikçe fiili kullanıcının kullandığı jeotermal enerji bedelinden abonenin de kullananla birlikte müteselsilen sorumlu olacağı kabul edilerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davacının temyiz itirazlarının kabulüyle ; hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 6100 Sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 Sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
antalya avukat
avukat antalya
avukat berker özdemir
av.berker özdemir